Çocukların gelişimini gözlemlemenin en iyi yolu, davranışları gözlemlemeyi içerir. Bununla birlikte gelişim sadece davranış değişikliğiyle açıklanamaz. Beden, zihin, toplumsal ve ruhsal gelişim bir bütün olarak ele alınmalıdır.
Genellikle çocukların gelişimi belirli bir sırada gerçekleşir. Örneğin, çocuk önce heceleri, ardından kelimeleri ve sonrasında cümleleri söylemeye başlar. Bununla birlikte her çocuğun gelişim hızı kendine özgü olarak farklılık gösterir. Her çocuk illa ki 12 aylıkken yürüyecek ya da tuvalet eğitimi 2 yaşına gelmeden önce mutlaka tamamlanacak diye kesin bir zamanlamayla sınırlandırılamaz.
Özellikle ilk 5 yaşa kadar, aydan aya bile gelişim hızı değişebilir. Bu nedenle, çocuğun dönem dönem incelenmesi ve kendine özgü değerlendirilmesi gerekir.
Bir çocuğu yetişkinden ayıran ruhsal özellikleri bilmek, gelişimini takip etmek için de son derece yararlı olacaktır:
- Çocuk, güçsüzdür, bakılmak ve korunmak ister. Bu nedenle anne-babaya bağımlıdır.
- Hızlı bir zihin ve dil gelişimi vardır. Bununla birlikte mantıklı düşünme yeteneği sınırlıdır.
- Duygu ve düşüncelerini anlatma gücü sınırlıdır.
- Ben-merkezci düşünce yapısı vardır. Başka bir deyişle, olayları kendi ekseni çevresinde dönüyormuş gibi algılar. (“beni sevselerdi kardeş doğurmazlardı.”)
- Zaman kavramları iyi gelişmemiştir.
- Somut düşünürler. Soyut kavramları (hayat, ölüm vb.), deyimleri, ironileri anlamakta güçlük çekerler.
- Duygu ve düşüncelerini gerçek olarak kabul ederler. Onlar için ‘çarpıtılmış’ ya da yanlış yorumlanmış bir düşünce yoktur. Kötü olduğunu düşündüğü durum kesinlikle kötüdür.
- Korku ve kaygılarını abartma eğilimindedirler. Örneğin, annesi işe giden bir çocuk, annesinin bir daha geri dönmeyeceğini düşünerek panik yaşayabilir.
Eğer çocuk sağlıklı gelişim gösteriyorsa;
- Bağımlılıktan bağımsızlığa doğru gelişir.
- Bencil davranıştan uzaklaşıp işbirliği ve paylaşıma yönelir.
- İsteklerini ertelemeye, beklemeye ve koşullara uygun davranmaya başlar.
- Tutarsız davranışları, daha tutarlı hale gelmeye başlar.
- İniş çıkışlı ruh halleri, daha dengeli ve ölçülü olmaya başlar.
- Somut düşüncelerin yanında, soyut kavramları da algılamaya ve soyut düşünmeye başlar.
- Doğru-yanlışı kavramaya ve değerlendirmeye başlar.
Uzman Psikolog Sinem TAŞYARAN
Şubat 2017, İstanbul
(Fotoğraflar alıntıdır.)