Kognitif Terapi, 1960’lı yıllarda Aaron T. Beck’in oluşturduğu bir psikoterapi yöntemidir. Kognitif Terapi (KT)’nin etkililiği, ortaya çıktığı yıllardan bu yana birçok bilimsel araştırmanın konusu olmuş ve araştırmaların çoğunda KT’nin oldukça geniş bir ruhsal bozukluk yelpazesinde etkili olduğuna dair sonuçlar bulunmuştur. Kognitif Davranışçı Terapi (KDT)* terimi ise 1990’lı yıllardan sonra kullanılmaya başlanmıştır. KDT, ek olarak, insan davranışlarına dair kapsamlı teorileri de içermektedir.
* ‘Kognitif’ ve ‘Bilişsel’ kelimeleri aynı anlamı taşımaktadır. ‘Kognitif Davranışçı Terapi’ terimi birçok kaynakta ‘Bilişsel Davranışçı Terapi’ olarak da kullanılmaktadır.
İnsan ve İnsanın Bütüncül Yapısı
En genel tanımı ile insan; davranışları, düşünceleri, ruhsal durumu ve biyolojisiyle/fiziksel haliyle bir bütün olan ‘biopsikososyal’ varlıktır. Beck’in Kognitif Modeline göre Davranış-Düşünce-Ruh Hali-Biyoloji (bedensel belirtiler), birbiriyle etkileşim içindedir. İnsanların duygu ve davranışları, düşüncelerinin ve/veya inançlarının birer sonucudur. Başka bir deyişle, yaşadığımız duygularımızın ve davranışlarımızın temel nedeni, durumun/olayın kendisi değil, o durum/olay hakkındaki düşüncelerimiz ve/veya inançlarımızdır.
Kognitif Terapi’de Psikoterapi Süreci
Kognitif Tereapi’de terapist öncelikle, bireyin psikolojik rahatsızlıklarla bağlantılı olan inançlarını, ruh hallerini, davranışlarını ve bedensel belirtilerini tespit eder. Daha sonra çeşitli Kognitif Terapi teknikleri uygulayarak bireyin bozukluklarla bağlantılı olan bu inançlarında değişim sağlamaya yönelik çalışmalar yapar. İnançlardaki değişim, bireyin davranışlarında, ruh halinde ve bedensel belirtilerinde de değişime neden olur.
Kognitif Terapi’de psikoterapi sürecinin en önemli noktası, terapistin ve danışanın işbirliği içinde olmasıdır. Terapist, danışana ne yapması ya da yapmaması gerektiğini söylemez. Ya da psikoterapi süreci, danışanın kendini anlatıp rahatladığı bir süreç olarak devam etmez. Süreç içerisinde terapist ile danışan birlikte çalışır, notlar tutar ve ilerler. Seansta yapılan çalışmalar ev çalışmaları ile desteklenerek, öğrenilen yeni becerilerin seans dışındaki hayata da aktarılması hedeflenir. Böylelikle danışan, gelecekte karşılaşabileceği sorunlarla mücadele edebilecek gerekli donanımı kazanmış olur. Başka bir deyişle birey, kendi kendisinin terapisti olmayı öğrenir.
Kognitif Terapi’de genellikle haftada bir ya da iki seans yapılır. İhtiyaca göre süreçte ya da haftalık seansların sıklığında değişiklikler olabilir.
Araştırmalara göre KDT’nin etkililiği nedir?
* Depresyon
* Takıntı-Zorlantı Bozukluğu (Obsesif-Kompulsif Bozukluk)
* Yaygın Kaygı Bozukluğu
* Panik bozukluk (agorafobili veya agorafobisiz)
* Sosyal fobi
* Travma Sonrası Stres Bozukluğu
* Çocukluk Dönemi Kaygı Bozuklukları ve
* Çocukluk Dönemi Depresyonu’nda oldukça büyük bir etki alanına sahiptir.
Ek olarak, Şizofreni ve Bulimia Nervoza tedavisinde de KDT’nin etkili olduğunu belirten çalışmalar bulunmaktadır ve bu konulardaki araştırmalar günümüzde halen devam etmektedir.
Uzman Psikolog Sinem Taşyaran
yardim almak icin naail başvuracağiz?
Merhaba hangi şehirdesiniz ?
Panik ataklarım var şiddetli oluyor ilaçlar alıyorum ama kaç senedir aldım faydasını göremiyorum tekrarlıyor lûtfen bana yardımcı olurmusunuz
Merhaba, üniversite öğrencisiyim. Üç yıldır düzenli olarak makale yazmaktayım. Bu işe hobi olarak başladım. Üç yılda iki bine yakın makale yazdım. Daha önce onlarca sitede yazarlık yaptım. Belirtilen her konuda makale yazabilirim. Uygun görürseniz sizin sitenizde yazarlık yapabilirim. Birlikte çalışabilmek dileğiyle, iyi günler dilerim.
eposta: oktayelanur136@gmail.com
Merhaba,
İçeriklerin hepsini vaktiyle kendim üretmiştim. Yine üretmek istediğimde bunu kendim yapmayı tercih ederim.
Teklifiniz için teşekkür ederim, kolaylıklar…