Çocuğun gelişimindeki en önemli faktör kuşkusuz ki ailedir. Çocuğun bakımını üstlenen bireyler (anneanne-babaanne, dede, bakıcı, abla vb.), çocuk üzerinde aynı oranda etkilidir. Çocuğun zihinsel, bedensel ve ruhsal gelişimi, ebeveyn (bakım veren kişi) tutumu ile şekillenir. Günümüzde çoğu ebeveyn, üstlendikleri bu sorumluluğun farkındadır. Tam da bu nedenle, çocuklarına karşı en doğru şekilde davranmaya çalışan ebeveynler, kimi zaman farkında bile olmadıkları hatalar yapmaktadır. Söz gelimi, çocuklarına rahat bir hayat sunmak isteyen ebeveynler, onları aşırı serbest bırakarak aslında geleceğin aykırı ve sorumsuz bireylerini yetiştirmiş olurlar. Ya da, hayatlarında her işleri düzgün gitsin isteyen mükemmeliyetçi ebeveynler, farkında olmadan çocuklarına kaygıyı ve tedirginliği aşılamış olurlar.
Yetiştirme tutumları hakkında o kadar çok tavsiye ve yöntem söylenir ki, ebeveynler çoğu zaman hangi tutumun çocukları için daha doğru ve sağlıklı olduğuna karar veremez olurlar. Böylelikle istemeden de olsa, belki de en iyi bildikleri fakat yanlış olan yöntemleri uygulamaya koyulurlar. Bunun için hangi tutumun çocukta nasıl etkilere neden olduğunu bilmek, doğru yöntemi seçmek için size rehberlik edecektir.
Otoriter Ebeveyn Tutumu: Belirli kuralların olduğu, bu kurallara uyulmanın önemli olduğu bir tutumdur. Çocukta görmek istenmeyen davranışlar, cezalandırma yöntemiyle ortadan kaldırılmaya çalışılır. Kontrol ebeveyndedir. Disiplin ön plandadır.
Otoriter Ebeveyn Tutumu sergilenirse; çocuk, ya sürekli ezilen ya da sürekli isyan halinde olan bir birey haline gelir. Çocukta tedirginlik, aşırı stres, kaygı ve özgüven eksikliği oluşur. Bağımlı ilişkilere eğilimli olur ve tek başına karar alamaz hale gelebilir.
Serbest Ebeveyn Tutumu: Otoriter tutumun tam tersi olarak düşünülebilir. Kendi yaşayamadıklarını çocukları yaşasın isteyen ebeveynler, çocuklara sınırsız özgürlük tanır. Çocuk, doğruları ve yanlışları kendisi keşfetmesi için serbest bırakılır.
Serbest Ebeveyn Tutumu sergilenirse; çocuğun sorumluluk duygusu gelişmez. Gelecekte toplum kurallarına ayak uyduramayan, her dediklerinin emir olarak algılanmasını bekleyen saldırgan birer birey haline gelirler.
Kayıtsız/İlgisiz Ebeveyn Tutumu: Ebeveynlerin, ‘hoşgörü’ ile ‘boş vermeyi’ karıştırdıkları bir tutumdur. Çocuk sorun çıkarmadığı sürece onunla ilgilenmezler. Çoğunlukla çocukların fiziksel ya da ruhsal ihtiyaçlarının farkına varmazlar.
Kayıtsız/İlgisiz Ebeveyn Tutumu sergilenirse; çocuk, varlığını ispat etme çabası içine girer. Çevreye zarar verici davranışlar sergileyebilirler. Konuşma bozuklukları yaşayabilirler. Sosyal ilişki becerileri gelişemez, bu nedenle gelecekte de sağlıklı ilişki kuramayan bireyler olurlar.
Tutarsız Ebeveyn Tutumu: Hoşgörü ile otoriter tutum arasında karışıklık yaşanır. Genellikle anne-baba arasındaki fikir ayrılıkları, çocuklara karşı olan tutumların farklılaşması olarak yansıtılır. Birden fazla çocuk varsa, her çocuk için farklı tutumun sergilendiği gözlemlenir.
Tutarsız Ebeveyn Tutumu sergilenirse; karar vermekte zorlanan, boyun eğen ya da isyankar bir çocuk yetiştirilmiş olunur. Çocuk, tutarsız, kaygılı ve kimseye güvenemeyen bir kişiliğe sahip olur.
Aşırı Koruyucu Ebeveyn Tutumu: Çocuk büyük bir titizlik ve özenle büyütülür. Çocukların kendi yapabileceği işler, ebeveynler tarafından yapılır. Çocuk ağlamasın, kirlenmesin, hastalanmasın, yorulmasın diye her türlü önlem alınır.
Aşırı Koruyucu Ebeveyn Tutumu sergilenirse; tek başına hareket edemeyen, başkasına bağımlı bir hayat sürecek bir birey yetiştirilmiş olunur. Sosyal hayatında; ilgi odağı olmak isteyen, çevresi tarafından sürekli kabul ve onay almaya ihtiyaç duyan birey haline gelir. Karar verme becerileri gelişemez.
Mükemmeliyetçi Ebeveyn Tutumu: Çocuklardan en iyisini yapması beklenir. Genellikle ebeveynler, kendi başaramadıklarını çocuklarının başarması ister ve onların yapabileceklerinin sınırını zorlarlar. Çocuklardan beklentileri yüksektir ve küçük yaşlarda bile bir yetişkin gibi yetiştirilir.
Mükemmeliyetçi Ebeveyn Tutumu sergilenirse; çocuk, en ufak bir başarısızlıkta bile büyük duygusal çöküntü yaşarlar. Hata yapma korkusu ve kaygısıyla yaşayan bireyler haline gelirler. Kendilerini çoğu zaman beceriksiz, yetersiz, başarısız ve değersiz hissederler.
Destekleyici / Demokratik Ebeveyn Tutumu:
- Çocuğu destekleme ve olduğu gibi kabul etme vardır.
- Ebeveynler çocukla iletişim kurarak, çocuğun kendini ifade etmesine olanak tanınır.
- Çocuğa güven duygusu verilir.
- ‘Şunu yaparsan sana bunu alırım’ cümlesi, koşullu sevgi örneğidir. Destekleyici tutumda çocuğa koşulsuz sevgi verilir.
- Kuralların sınırları bellidir, aşırı katı ya da tamamen serbest tutum sergilenmez.
- Anne-baba tutumları kendi aralarında dengeli, tutarlı ve kararlıdır.
- Ödül-ceza yöntemi yerine, davranışların iyi-kötü sonuçlarının açıklanması söz konusudur. İstenmeyen davranışlar bu şekilde önlenir.
- Çocuk, gelişimine uygun yetenekleri için teşvik edilir. Fazlası için zorlanmaz.
- Çocuğa gelişimine uygun sorumluluklar verilir ve gerektiği durumlarda ebeveynler tarafından destek gösterilir.
- Ebeveyn ve çocuk birlikte kaliteli zaman geçirir.
Destekleyici / Demokratik Ebeveyn Tutumu sergilenirse çocuk;
- Sosyal açıdan uyumlu,
- Sorumluluk sahibi,
- İletişim kurabilen,
- Kendine güvenen,
- İnsanlara güvenen,
- Duygusal olarak kendine yetebilen,
- Toplumsal kurallara ve çevresine uyum sağlamakta zorlanmayan,
- Kendini ve isteklerini rahatça ifade edebilen,
- Yaratıcı düşünebilen,
- Bağımsız bir birey haline gelir.
—
Uzman Psikolog Sinem Taşyaran
Kasım 2016, İstanbul
(Fotoğraflar alıntıdır.)
Merhaba. Yazınız çok güzel olmuş.
Yazdığınız yazıya baktığımda “demokratik destekleyici ebeveyn” kategorisine girdigimi görüyorum sonuçlar da hemen hemen aynı ekstradan benim oğlum ( 5 yaşında) çok takıntılı bir şeyi kafasına koyduysa illa onu yapmak istiyor neden olamayacağını güzel bir şekilde anlattigimiz halde sinir patlaması yasiyor. Birde sosyal bir ortamda çok çekingen davranıyor sorulana cvp vermiyor. oysa ki yakın çevresinde çok bilmiş laflar eder çok konuşur . Sizce bunlar geçici mi dır ? Bu sınır patlaması ile ilgili pedagoka gitmemiz gerekir mi? Teşekkürler.
Merhaba oglum 11 yasinda asıri mukemmelliyetci sinavda 95 almaya bile tahammulu yok cok agliyor bende onun bu haline cok uzuluyorum cok basarilisin aferin sana diyorum teselli olmuyor surekli 1.olmak istiyor bizim anne baba olarak boyle bir beklentimiz yok aksine üzülme kötü degil aldigin not harikasın desekte cocuk dinlemiyor nasil davranacagimizi şaşrdık.ne önerirsiniz tesekkurler simdiden