Yeni eğitim-öğretim yılı başladı!

Uzun bir tatil dönemi bitti ve yeni eğitim-öğretim yılı başladı. Sadece öğrenciler değil, veliler ve hâlihazırda çalışanlar için de yeni bir sezon açıldı. Peki, bu sezonu daha verimli ve sağlıklı geçirmek için neler yapmalıyız?

Veliler çocuklarına karşı nasıl davranmalı?

Back_to_schoolEbeveynler çocukları için en iyisini ister ve çoğu zaman bu doğrultuda hareket ederler. Fakat bunu yaparken, çocuklarıyla doğru iletişim kuramıyor olabilirler. Yanlış iletişim, çocuklarla olan ilişkiye zarar verecek ve ebeveyn-çocuk arasında çatışmalara neden olacaktır. Doğru iletişim için çocukların ne istediğini önemsemek doğru bir tercih olacaktır. Sürekli ‘ders çalış’ demek ve onlara ne yapmaları gerektiğini dikte etmek kimseye bir fayda sağlamayacaktır. Kızmak, bağırmak, zorlamak, bilgisayarı yasaklamak gibi cezalar vermek onları ders çalışmaya yöneltmeyecektir. Dolayısıyla, çocukların verimli bir eğitim-öğretim dönemi geçirmesi için önceliği, onlarla işbirliği kurmaya yöneltmek çok önemli.

Bu, onların her dediğini yapmak anlamına gelmiyor.

Uzlaşmaya varmayı deneyebilirsiniz. Kendinizi onların yerine koyarak düşünmeye çalışın. Yapmak istemediğiniz ya da yapmakta zorlandığınız bir konuda sürekli baskı altında olsaydınız, siz ne hissedersiniz? Baskı altında ne kadar başarılı olabilirsiniz?

Çocukların, öğrencilerin, ebeveynlerin ve aslında hemen herkesin başarısında rol oynayan en önemli etken motivasyon’. Öğrencinin motivasyonu, öğretmenin motivasyonu, annelik-babalık motivasyonu, işçi-işveren motivasyonu… hem başarıda, hem başarıya giden yolda son derece önemli. Peki, motivasyonu artırmak için neler yapılabilir?

Kaynak: http://bodyonept.com/wp-content/uploads/2015/05/motivation.jpgHayatta takılıp kalmayın, bir amaç edinin, motivasyonunuz artsın..!

Hayatta hepimiz zaman zaman motivasyonumuzu kaybederiz. Anne-baba olmaktan, kardeş olmaktan, işçi-işveren olmaktan, kısacası hayattaki rollerimizden sıkılabiliriz. Böyle anlarda canımız hiçbir şey yapmak istemez, öfke, üzüntü, mutsuzluk, bitkinlik, halsizlik gibi belirtiler yaşamaya başlarız. Bu halimizin süresi uzadıkça olumsuz düşüncelerimiz ve duygularımız da artmaya başlar ve hayatı hem kendimize, hem de çevremizdekilere çekilmez kılmaya başlarız. Peki, bu gibi anlarda motivasyonumuzu artırmak ve kendimizi toparlamak için neler yapabiliriz?

Hayatta yardım edilmesi en zor bireylerin ‘amaçsız olanlar’ olduğunu söylemek mümkün. Bu nedenle öncelikle kendimize bir amaç belirlemek, başlangıç için atılabilecek en büyük adım olacaktır. Kim olduğunuzu ve hayattan ne beklediğinizi, kendinizi gelecekte nerede görmek istediğinizi kendinize sorun ve cevap verirken kendinize karşı dürüst olun.

Kendinize idealler belirleyin. Hayatı sadece yaşamış olmak için yaşamayın. İdealleriniz doğrultusunda, keyif alarak yaşamaya çalışın. Burada hayal kurmakla idealleri birbirine karıştırmamak gerekiyor. Hayaller çoğu zaman ulaşılması zor ve ütopik şeylerden oluşur. Belki de bunu bildiğimizden, hayallerimize ulaşmak için çoğu zaman çaba harcamayız. Zaten gerçekleşmeyeceği düşüncesiyle onları ulaşılabilir bir hedef haline getirmeyiz. Oysa ideallerimize ulaşmak için çaba sarf ederiz, planlar yaparız ve bu doğrultuda hareket ederiz. Dolayısıyla gerçekleşmesi zor olan hayallerimizi, imkanlarımız doğrultusunda gerçekleşmesi daha mümkün ideallere dönüştürebiliriz. Bu şekilde hayallerimize de yaklaşmış oluruz.

logo__5

Uzman Klinik Psikolog Sinem Taşyaran’ın Köşe Yazısı Linki: http://www.sariyerkent.com/yazarlar/sinem-tasyaran/hayatta-takilip-kalmayin-bir-amac-edinin-motivasyonunuz-artsin/114/

Amacımıza bir anda ulaşmaya çalışmak çoğunlukla başarısızlıkla sonuçlanır. Bu nedenle amacımız doğrultusunda ufak hedefler belirlemek ve bu hedefleri adım adım gerçekleştirmeye çalışmak, daha hızlı ve daha kolay ilerlememizi sağlayacaktır. Bir örnekle bunu daha detaylı olarak açıklayabiliriz; bir yerden başka bir yere gideceksiniz. Bunun için öncelikle gerçekten gitmek isteyip istemediğinizi düşünürsünüz. Eğer istiyorsanız hazırlanmanız, evden çıkmanız gerekiyor. Sonrasında oraya nasıl gideceğinize karar vermeniz gerekecek ve ulaşımınızı sağlayacaksınız. Her yolculuğunuzda tüm bu aşamaları tek tek düşünmezsiniz, çünkü belki de zaten alışık olduğunuz, tanıdık olduğunuz yerler ve yolculuklar yapacaksınız. Fakat söz konusu idealler ve ulaşmaya çalıştığımız hedefler olduğu zaman, karşınıza çıkacak olan yollar, engeller, tanıdık olmayan ve size tamamen yabancı zorluklar olabilir. Böyle anlarda detaylı olarak adımları planlamak, varmak istediğiniz noktaya sizi daha kolay ulaştıracaktır.

Amaçlar ve hedefler derken tüm hayatı çalışarak ve mücadele ederek geçirmek de başlı başına yorucu bir hal alabilir. Bu nedenle kendinize zaman ayırmayı ihmal etmeyin. Yapmaktan keyif aldığınız, size iyi geldiğini düşündüğünüz, sizi mutlu eden aktivitelere mutlaka zaman ayırın. İdeallere ulaşmak için çabalamak hayatta sizi motive edecektir, evet. Fakat tüm hayatı bu çabalarla geçirmek sizi aynı zamanda ‘tüketecektir’ de. Bu nedenle tükenmeye başladığınızı hissettiğiniz noktada durun. Neye ihtiyacınız olduğunu, kim olduğunuzu ve gerçekten ne istediğinizi kendinize tekrar sorun. Hedefleri daha küçük adımlara bölmeniz size yardımcı olabilir.

Sık sık danışanlarıma söylediğim birkaç cümle var: karşınızdaki insan ne kadar eğitimli ve bilgili olursa olsun, sizi sizden daha iyi tanıyamaz. Hayatta sizinle en çok vakit geçiren ve sizi tamamen tanıyan tek kişi, yine kendinizsiniz. Bu nedenle, size neyin iyi geleceğini en iyi tespit edecek kişi yine sizsiniz. Yeter ki tespit etmeye hazır ve istekli olun…

Uzman Psikolog Sinem Taşyaran

Ekim 2015, İstanbul





 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.