Geçtiğimiz hafta sonu bir workshop’a katıldım. Workshop’ın eğitimcisi; Kaygı Bozuklukları ve Obsesif Kompulsif Bozukluk alanında dünyaca tanınmış, bir çok makale, kitap ve yazdığı bölümlerle bilime büyük katkıları olan Dr. David Clark’tı. “Yenilikçi Bilişsel Davranışçı Stratejiler: Dirençli Kaygı ve İstemsiz, Zorlayıcı Düşünce, İmge ve Anılarla Çalışmak”. Workshop hem bilgilendirici, hem öğretici, hem de eğlenceli ve keyifliydi. Dr. Clark’ı İstanbul’da ağırlayan ve başarılı bir organizasyon sağlayan ekip ise ‘Gölge Psikolojik Danışmanlık’tı.
Fakat paylaşmak istediğim asıl nokta workshopın içeriği değil…
Söz konusu psikoloji ve terapi olunca, çok geniş bir yelpazeye sahibiz. Terapi yöntemleri de bu geniş yelpaze içinde farklılık gösterir. Bazılarını duymuşsunuzdur; Kognitif Terapi, Psikoanalitik Yaklaşım, Şema Terapi, Varoluşsal Terapi vs… Her biri insan davranışlarını ve psikolojisini farklı değerlendirir. Biz Psikologlar da, bilimselliği kanıtlanmış ve araştırmalarca destekleyerek en doğru gördüğümüz terapi yaklaşımını seçer ve benimseriz.
Fakat zaman akıyor. Koşullar, insanlar değişiyor. Bakış açıları değişiyor. İnsanlar değiştikçe, düşünceler değişiyor, davranışlar değişiyor. Dolayısıyla değişen bu dünyaya ayak uydurmamız ve bilgilerimizi sürekli güncellememiz gerekiyor. Sadece eğitimde ya da terapide, meslekte değil; hayatın her alanında değişime açık olmak gerekiyor. Dünya döndükçe, zaman aktıkça, ‘aynı’ dediğimiz olaylar bile değişebiliyor. Değişime, yeniliğe farklı bakış açılarına açık olmak gerekiyor. Ancak o zaman ‘kendimizi gerçekleştirebiliriz’. Ancak o zaman kendimizle bir ‘bütün‘ olabilir ve hayata uyum sağlayabiliriz.
Siz de kendinizi yenilemekten, güncellemekten korkmayın. Yenilik, tazeliktir.
Uzman Psikolog Sinem Taşyaran
Şubat 2016, İstanbul