Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Transseksüel, Interseksüel: LGBTİ.
Bu bir hastalık değil. Bir tercih değil. Bir seçim meselesi de değil. Bu bir yönelim. Doğuştan ya da sonradan… Kaynağı da çok mühim değil. Neticede LGBTİ isen önce bunu kabul etmeli sonra da bununla yaşamayı bilmelisin.
Peki, bununla yaşamayı bilmek ne demek?
Hemen herkesin rastladığı bir deney var; insanlara önce yönelimleri soruluyor, ardından “heteroseksüel olmayı sen mi seçtin”, “bunu ne zaman fark ettin” gibi sorular yöneltiliyor. Karşılığında genellikle net bir yanıt alınamıyor zaten. Çünkü bu bir tercih meselesi değil. LGBTİ olmayan bireyler hayatını bununla sürdürmek için ekstra bir çaba harcamıyor. Fakat LGBTİ iseniz, hayatınızı sağlıklı sürdürebilmeniz için sağlam baş etme yöntemleriniz olmalı. Özellikle de çevreniz sizi anlamayan insanlarla doluysa…
LGBTİ bireyler ne yapmalı?
Aslında sadece yaşamalı. Ekstra bir şey yapmalarına gerek olmamalı. ‘Farklı’ bireylermiş gibi dışlanmamalı. Hatta böyle bir yazının yazılmasına ihtiyaç duyulmamalı. Olması gerekenler bunlar, evet. Fakat gerçekler pek de öyle değil.
Eğer LGBTİ iseniz,
Hayatın sizin için bir miktar daha zor olacağını kabul etmeniz gerekiyor.
“Nedenmiş o” gibi serzenişler işinize yaramayacaktır. Aksine, hayatınızı daha da zorlaştıracaktır. Burada sorun yöneliminiz değil. Sorun, toplumun size ‘azınlık olarak yaşayacağınız’ bir hayat sunuyor olması ve seçeneklerinizin daraltılıyor olması.
Çevrenizde sizi anlamayan, sorguya çeken, sizin hayatınızın tüm sınırlarını istediği gibi ihlal etme hakkını kendinde bulan insanlar olacaktır. Sinirleriniz bozulacak, öfkeleneceksiniz, kendinizi bazen çok yalnız hissedeceksiniz. Bu gibi durumlara karşı sağlam dayanaklar oluşturmalısınız.
Karşınızdaki insanları ikna etmeye çalışmayın. Onlara kendinizi anlatmaya da çalışmayın. Zaten anlayacak olsalardı, size zarar verici davranışlar sergilemezlerdi (Sizi anlamak için dinlemek isteyen insanları ayrı bir yere koyuyorum tabii…).
Kimi zaman kendinizi çok yorgun, bitkin ve bıkmış hissedeceksiniz. Çünkü isteseniz de istemeseniz de hayat sizi sürekli bir mücadelenin içine sürükleyecek. Zaman zaman bu yorgunluğun, bıkmışlığın olağan olduğunu bilmenizde fayda var. Bu, gelip geçici bir süreçtir. Eğer geçmiyorsa, yardım almaktan asla çekinmeyin.
Sürekli mücadele içinde olmak herkesi yorar. Sık sık ‘ben bunları hak etmiyorum’ diye isyan etmek isteyeceksiniz. Haklısınız. Hak etmiyorsunuz. Fakat hayat zaman zaman hepimize hak etmediğimiz şartlar sunar.
Bazen de çaresiz olduğunuzu düşüneceksiniz. Size yapılan ayrımcılığı kabullenmek zor gelecek ve kendinizi sıkışıp kalmış gibi hissedeceksiniz. Bulabileceğiniz birçok çıkış yolu var aslında. Bu çıkış yollarını görmek size zor geldiğinde, sizi anlayabileceğini düşündüğünüz insanlardan yardım isteyin.
Değişim çaba gerektirir. Kolay değildir ama imkânsız da değildir. Bir LGBTİ olarak attığınız her adım, aslında değişimin bir parçasıdır. Size bu çaresizliği düşündüren insanlar zamanla değişecektir. Çevrenizdeki insanlar gibi, siz de on yıl önce olduğunuz noktada değilsiniz. Zamanla daha da güçleneceksiniz.
Yöneliminiz ne olursa olsun ve kim olursanız olun, pozitif düşünmeye çalışmayın. Çünkü hayat her zaman pozitif ve ‘pembe’ değildir. Bunun yerine, hem negatifleri hem de pozitifleri aynı anda barındırabilen alternatif gerçekçi düşünceler üretmeye çalışın.
Bardağın boş ya da dolu olmasıyla ilgilenmeyin. Bardakla ve içindeki suyla ne yapmak istediğinizle ilgilenin. Eğer bardak umurunuzda değilse, boş verin, hiç ilgilenmeyin 🙂
Alıntılar;
– “Hayat deneyimlerin toplamıdır.”
– “Olumsuz deneyimler de bana tecrübe katacaktır. Hayatı daima iyi yaşayamam.”
– “LGBTİ olmayı olumsuz olarak değerlendiren insanlar gerçeği yansıtacak diye bir kural yok.”
– “LGBTİ olmak beni tamamen tanımlayan bir durum değil, sadece bir özelliğim.”
– “LGBTİ olmak veya bazı insanların bunu hakaret edici olarak kullanması beni kötü veya yetersiz bir insan yapmaz.”
– “Bunları yaşamayı hak etmiyorum, evet. Geçmişte de hak etmediğim birçok durumla karşılaştım ve bunlarla başa çıkabildim.”
– “Konu kendim olduğunda bakış açım sınırlı kalıyor. Alternatif düşünceler üretebilmem için doğru soruları sormaya ihtiyacım var. Bunun için de sakin ve soğukkanlı olmam gerekiyor.”
Var oluşunun onurunu sonuna kadar yaşa…
–
Bu yazıyı yazmak için bana gerekli iç görüyü kazandıran, ihtiyacım olan bilgileri sunan ve değişiklikler yaparak bilgi paylaşımında bulunmam için bana izin veren danışanıma sonsuz teşekkürlerimle…
–
(Fotoğraflar alıntıdır.)
Temmuz 2016, İstanbul
Uzman Psikolog Sinem Taşyaran